May 20, 2024

Aşk Masalları: Ya Çok Seversen ve İlk ve Son

Mucizevi aşk masalları, seyircilere bir gün ruh ikizlerini bulma ümidini aşılar. Ye Dua Et Sev (2010) filminde boşandıktan sonra mutluluğu Bali’de arayan Elizabeth’in (Julia Roberts) karşısına yakışıklı Felipe (Javier Bardem) çıkar. İngiltere ve Amerika’da yaşayan iki kadının sorunlu ilişkilerinden kaçmak için evlerini bir süreliğine takas ettiği Tatil (2006) filminde ise Londra’ya taşındığı ilk gün Amanda’nın (Cameron Diaz) kapısını Jude Law çalar. 

Ali Bilgin’in yönettiği ve senaryosunu Kübra Sülün’ün yazdığı Ya Çok Seversen dizisinde de aşk ve tesadüf başrolde. Dolandırıcı gelin Leyla, nikah gecesi kırmızı bir gecelikle otel odasından kaçarken asansörde Kerem Bürsin’in canlandırdığı Ateş ile tanışıyor. Küçük yaşta annesini kaybettikten sonra yurtdışında yatılı okula gönderilen ve ölen babasının şirketini yönetmek için yurda dönen Ateş hem yakışıklı hem zengin. Üstelik sahte evliliğin gerçekleştiği otelin sahibi. Nasıl oluyorsa Hafsanur Sancaktutan’ın karakteri, otelin havuzunda yüzerken, kolyesini ararken yolu hep Ateş ile kesişiyor. Lobide feryat figan gelini arayan damadın ailesinden kaçarken binip saklandığı otomobil de Ateş’e ait. Arka koltukta gizlendiği araç onu Ateş’in yıllar önce terk ettiği evine götürdüğünde aranılan çocuk bakıcısı rolüne giriyor. Böylece hayatında hiçbir sorumluluk almamış Ateş ve hiç tanımadığı bir hastanın tedavi masraflarını karşılamak için damatları soyan Leyla’nın hikayesi başlıyor. Dizide havuz ve deniz manzaraları ve oyuncuların uyumu seyircilere yaz aşkı hayalleri kurduruyor.

Oysa, Cem Karcı’nın yönettiği ve Hakan Bonomo’nun senaryosunu yazdığı BluTv dizisi İlk ve Son bu hayali başarıyla kırıyor. Özge Özpirinçci ve Salih Bademci’nin oynadığı Deniz ve Barış’ın sahil düğününde tanışması da bir tesadüf. Fakat, çiftin evlenme ve boşanma süreçlerini paralel anlatan dizide pembe hayallere dalamıyoruz. Kumsalda romantik sohbetlerine özendiğimiz aşıkların, ölesiye kavga eden karı kocaya dönüşeceğini ilk sahneden görüyoruz. Gelecekte birbirine kinle bakıp küfredeceğini bildiğimiz çiftin ilk öpüşmelerini iple çekmiyoruz. İlişkideki tutku ve öfke arasında gidip gelen dizi, geleneksel aşk hikayelerinin aksine evliliği mutlu sonla ilişkilendirmiyor. 

Ya çok seversen? sorusunun cevabı İlk ve Son’da saklı. Kızı yaşında sevgilileri olan babasından dolayı erkeklere güvenmeyen Deniz, çok sevdiği Barış’la yola çıkabilir mi? Annesinin ölen kardeşine duyduğu özlemle yarışan Barış, bir ilişkide kendine inanabilir mi? Diziye göre hayır. Çocukluk travmalarını atlatamayan aşıklar, hayata olan öfkelerini birbirlerinden çıkarıyor. “Senin derdin benimle değil kızım. Senin derdin kendinle” diyor Deniz’in ateş püskürttüğü babası. İç seslerini dinlemeyen, kendileriyle savaşan, konuşmak yerine yemek masasını deviren ya da aynayı kıran karakterler arasındaki mesafe büyüyor. 

Deniz, Barış’tan boşandıktan sonra kendisine yeni bir Barış (Tayanç Ayaydın) bulmasıyla dizi aşkın sonsuz olmadığını vurguluyor. Herkesin yeri doluyor. Çiftin oğlu Can, müstakbel üvey babasının adının Barış olmasını yadırgamıyor. “Keşke sende kendine bir Deniz bulsan baba” diyen Can boşanmayı çoktan kabul etmiş. Deniz’in kayınvalidesi bile yeni Barış’ı benimsemiş. Ayrıldıktan üç yıl sonra hala Deniz’e sırılsıklam aşık Barış, doktoruna ilk görüşte evlenme teklif ediyor.

Peki, Ya Çok Seversen’de aşk, karakterlerin hayatlarını değiştirmek için yeterli mi? Partilere doyamayan Ateş, hiç tanışmadığı üvey kardeşlerinin velayetini alıp çocuklara bakabilir mi? Leyla’ya bağlanabilir mi? Yerde kolye ararken yanaklarının birbirine değmesiyle farklılıklar aşılır mı? Ateşin ne zaman bacayı saracağına odaklanan dizinin cevabı şimdilik evet gibi gözüküyor.

Farklılıkların aşılamayacağını İlk ve Son’un boşanmış Deniz ve Barış’ı kırk yaşlarında anlıyor. Çocuklarının müsameresine yeni sevgilileriyle gelen çift, ayrılmadan önce yapmaları gereken konuşmayı erkekler tuvaletinde yapıyor. Pis bir tuvalet, öpüşme sahnesinin romantizmini söndürürken Deniz tutkunun yeterli olmayacağını anlıyor. Salona döndüğünde “çakma” Barış’ın elini tutuyor. Kendiyle barışık olmayan Deniz, mutluluğu ikinci evliliğinde de bulamıyor. Karakterlere bir nebze huzur veren, yıllar sonra ilk ve son defa duygularını ifade edip vedalaşmaları.

Deniz’in abisinin düğününde başlayan hikâye, Deniz’in yengesinin ikinci evliliğiyle dizinin başladığı kumsalda bitiyor. Abisinin evliliğine iki yıl ömür biçtiği için altın almayan Deniz, bu sefer de düğüne eli boş geliyor. Evlilikler ilk ve son değil. Aslında dizide de ilk ve son bölüm yok. Hangi bölümden başlarsanız başlayın mutluluk, nefret, hayal kırıklığı ve kıskançlıkla örülü türbülansa yakalanırsınız.  

Sizin aşk masalınız hangisi? Bir tesadüfler silsilesi mi? Yoksa farklı duyguları aynı anda barındıran bir gelgit mi? Seçim sizin.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

error: Content is protected !!
Verified by MonsterInsights