Dizilerdeki Türkiye de Değişti

Ve dizilerde bu fırtınaları geçici de olsa dindirebilen tek sihirli güç, aşk! Heteronormatif kurgulanan aşklar, zıt kutuplar arasında köprü kuruyor. Ömer’de müezzinin kendisinden yaşça büyük ve boşanmış bir banka çalışanına, Kızılcık Şerbeti’nde başı açık Doğa’nın tutucu Fatih’e, Magarsus’ta yönetici Damla’nın tahsili olmayan Turgut’a duyduğu aşkla birlikte sınıf, eğitim seviyesi ve inanç farklılıklarına rağmen aynı çatı altında buluşabilecek bir toplum hayaline tutunuyoruz. 

Bir Derdim Var neden final yaptı?

Çocuklar görünmezdir. Yeri geldiğinde sevilen, tehdit edilen, azarlanan, ödüllendirilen çocuklar edilgendir. Ciddiye alınmayan hikayeleri pek anlatılmaz. Komedi unsurundan öteye de gidemezler. Birçok izleyici, akşam çay keyfi yaparken ekranda “Anne anne” diye bağıran ergene kulak vermek istemez. Duymadığımızı düşünmez, dert etmeyiz. Neredeyse yok sayılan çocukların çaresizliğini görmek yerine intikamla örülmüş aşk üçgenlerine kapılırız. Burak Müjdeci ve Özkan Say’ın yönettiği ve Yekta Torun ile Deniz Gürlek’in senaryosunu yazdığı Bir Derdim Var, aşk temasına dayalı bir dramatik yapıdan beklenen kırılmaları sunmadığı için final yapıyor. 

Kızılcık Şerbeti’nde Annelik Temsilleri

Kızılcık Şerbeti, belki de ilk defa emzirmeyi kutsamak yerine ne kadar zorlu bir süreç olabileceğini ekrana yansıtıyor. “Anne yapamam şu an ne olur çok acıyor” diye haykıran Nilay’a kayınvalidesi hayretle bakar. Gelininin karın ağrısını ve mide bulantısını “şımarıklık” ve “kapris” olarak nitelendirir. “Bunalımda da olsan bunalımlı halinle emzireceksin çocuğu” diyerek gelinini kocasına şikâyet eder. Pembe’ye bir annenin kendisini de düşünmesi gerektiği öğretilmemiş ki gelininin fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarına duyarlı olsun. 

Zeynep Günay ve Seren Yüce, Kulüp’ün Sofra Kültürü

Bir ev hayal edin ki kapılarını etnik kimlik, cinsiyet, yaş, masumiyet gözetmeden herkese açıyor. Ve sokakların hoyratlığına inat, huzur veren ev Pera’da bir gece kulübü. Sözde tekinsiz eğlence mekânı, çalışanları için en sıcak ve en güvenilir sığınağa dönüşüyor. Kulüp’e kol kanat geren Yahudi Matilda ve kızı Raşel, Ermeni Agop, eşcinsel assolist Selim ve kibirli patron Çelebi (Fırat Tanış), her akşam aynı sofrada buluşuyor. Sokakta kıyamet kopsa da sevdikleri öldürülse de sofra her akşam kuruluyor. Ayrımcılığa karşı birbirlerine kenetleniyorlar. Herkesin sofra kültürünü kapsayacak şekilde özenle hazırlanan masa, farklılıklardan besleniyor. 

error: Content is protected !!
Verified by MonsterInsights